Cuma, Kasım 15

Trafik kazalarında “Pert” çıkmazı – Son Dakika Haberi

Son zamanlarda trafik kazalarıyla ilgili en önemli konulardan biri kazaya karışan araçların kolaylıkla kaldırılmasıdır. İddiaya göre sigorta şirketleri de hasarı çok ciddi olmayan araçları da siliyor. Bu nedenle trafik kazasına karışan karşı tarafın sürücüsü kusurlu ise ciddi zarara uğrar.

Bir diğer nokta ise kazaya karışan araçların sigortalanmasıdır. Burada da ciddi bir çıkmaz var. Doğal olarak kullanıcılar bunu en düşük maliyetle başarmak istiyor. Ancak günümüz şartlarında en basit kazanın maliyeti 100 bin liradan başlayabilmektedir. Trafikte milyonlarca TL değerindeki araçlar dikkate alındığında bu fiyat daha da artıyor. Elbette kasko bu yüksek fiyatları karşılamıyor ve masraflar yine sürücüye yükleniyor.

Bu tabloyu daha iyi anlayabilmek için otomotiv sektörünün tanınmış isimlerinden Turgut Yüksekdağ ile tanıştık. Hatta kendisinden “Sigorta şirketleri son dönemde uzlaşma konusunu çok sık kullanıyor” ya da “Sorumluluk sigortası neden önemli?” gibi soruların yanıtlarını istedik.

[Çok basit gibi görünen trafik kazalarında dahi sigorta şirketleri aracı perte çıkarabiliyor.]


“Pert kavramının değiştiği bir dönemden geçiyoruz”

Yüksekdağ öncelikle “edepsizlik” konusuna değiniyor. Hatta bu kelimenin ‘kullanılamaz hale gelmiş’ anlamına geldiğini söylüyor. Ancak aynı zamanda “finansal sapkınlık” kavramından da söz ediyor. Bu da sigorta şirketi için tamir ve bakımın çok maliyetli hale geldiği anlamına geliyor.

Bu noktada muhteşem bilgiler paylaşıyor. Sigorta şirketlerinin ihaleyle tamamlanan araçları da sattığını söylüyor. Yani şirket aslında kayıplarını en aza indirmeye çalışıyor.

Turgut Yüksekdağ, bunun kötü niyetle de kullanılabileceği uyarısında bulunuyor ve şöyle diyor: “Maalesef trafik kanunumuzun en önemli sorunlarından biri bu. Aslında ‘duran araç dolaşıma devam edemez’ diye bir kural olsaydı bu olmazdı. Resmi olmayan verilere göre trafikte seyreden her 10 araçtan biri ciddi hasar sonrası kullanılamaz hale geldi. Ancak tamir edilerek yeniden hizmete açıldı.” diyor.

Bu araçlar aynı zamanda ilan sitelerinde de yüksek fiyatlara satılmakta ve işlemlerde şasi numaraları kullanılmaktadır. [İlan sitelerinde bu tür araçlar dahi yüksek fiyata satılıyor ve şasi numaraları ‘change’ işlemi için kullanılıyor.]


“Enkaz halindeki arabaların nasıl onarıldığı bir sır.”

Terkedilmiş araçların onarılıp tekrar dolaşıma sokulması meselesi kısa sürede çözülebilecek küçük bir detay değil. Yüksekdağ’a göre bu konuda ciddi bilinmezler var. Bu araçların tamiri nerede, nasıl, hangi standartlarda yapıldı gibi soruların cevabını bulmak zordur.

“Hava yastığı değişmeden tamir edilip yola çıkan araçlar var.” Yüksekdağ diyor ve şöyle devam ediyor:

“Bu araçları satın aldığınızda bunların ne olduğunu bilmiyorsunuz. Hemen hemen her araç hava yastıklarıyla donatılmıştır. Bu sürücüye güven veren bir şey. Ama aracınız sökülüp tamir edildi. O dönemde hava yastığı değiştirilmedi. Elbette en ufak bir kazada dahi ölümle sonuçlanabilecek durumlar ortaya çıkabilmektedir.

Sigorta şirketleri tarafından trafiğe kapatılan ve tamiri yapılan araçların nasıl tahsil edildiği ise şu anda bir muamma. İşçilik ve parçalar pahalı olduğundan sigorta şirketleri işin kolayına kaçıyor ve kafa karışıklığı yaratıyor. Çünkü onlar da kayıp yaşamak istemiyorlar.”

En düşük sigorta paketini seçen sürücüler, sorumlu oldukları kazalarda çok yüksek faturalarla karşı karşıya kalıyor.[En düşük sigorta paketini seçen sürücüler, hatalı oldukları kazalarda çok yüksek faturalarla karşılaşıyor.]


Gönüllü sorumluluk sigortası esastır

Trafikte en önemli konulardan biri kasko ve trafik sigortasıdır. Maalesef ülkemizde milyonlarca aracın sigortasız dolaştığını biliyoruz. Bunu yapanlar mümkün olan en düşük maliyetli seçeneği tercih ediyor. Karşı tarafın zararını karşılamak için belirlenen tutar doğal olarak çok düşüktür.

Turgut Yüksekdağ, en basit kazaların bile maliyetinin 100 bin liradan başladığı uyarısında bulunuyor. Sürücülerin “riski alacağım” dediğini ancak bunun kesinlikle yanlış bir yöntem olduğunu anlatıyor.

“Başlarına gelmedikçe anlamıyorlar. Ancak milyon dolarlık bir araçla kaza yaptığınızda artık çok geç oluyor” dedi. Yüksekdağ, sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Hangi araçla kazaya karışacağınız belli değil. En düşük maliyetli sigortayı seçtiniz. Bir de 200 bin TL hasar tazminatı limiti belirlediler. Ancak çarptığınız aracın belki de tek farı bu fiyata değer. Kusurluysanız sigorta şirketi sizden 200 binden fazlasını tahsil etmek istiyor. Doğal olarak bu çok ciddi bir ekonomik yük getiriyor.

Bu noktada ihtiyari mali sorumluluk sigortalarında limitin yüksek tutulması büyük önem taşıyor. Bu sigorta poliçede kısaca IMM olarak anılmaktadır. Karşı tarafın maddi zararını karşılayan bir teminattır ve sigortanın can damarıdır. Evet ülkemizde sigorta fiyatları artıyor ama araç fiyatları da buna paralel hareket ediyor. Bizim için en mantıklı hamle riski en aza indirmektir.

Eğer yasalar sigorta şirketlerinin hurdaya ayrılan araçları kolayca yeniden satmasını engelleseydi, yukarıda bahsedilen sorunların çoğu otomatik olarak ortadan kalkardı. Bu konuda bir değişiklik yapılana kadar en doğru tercih yol sigortamızı asla ihmal etmemektir. Türkiye’de her gün onbinlerce yeni araç trafiğe giriyor. Dolayısıyla kaza riskimiz de artıyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sponspor Bağlantılar: